16 Ocak 2011

Fenerbahçe Acıbadem 1-3 Eczacıbaşı Vitra

Bu önemli maça arkadaşlarla gittim..Maça futbolda alınan kötü sonuçlardan dolayı seyirci baya dolup kendini dökmek için salona koşmuştu adeta..Diğer maçlara nazaran 1 saat önce gitmemize rağmen salonda yer bulmakta sıkıntı yaşadık bir hayli.. Ardından oyuncuların ısındığı köşede yer bulduk ve maçı oradan takip ettik. İlk setin başlarında karşılıklı sayılarla bu maçın 3-0 bitmeyeceği, çekişmeli olacağı, olasılığın 3-2 lik bir maç olduğu fikri oluşmuştu kafamda. Maç öncesi edindiğim duyuma göre Kasia’nın grip olduğu ve kötü olduğu belkide bu maçta oynamayabileceği veya oynasa bile kötü bir perfonmans sergileyeceğiydi. Hal böyleyken pasör çaprazsız çıkacağımız bir maç bizi bekliyor demekki büyük ihtimalle Ze Roberto pasör çaprazı olarak Çiğdem’i oynatırdı veya Sokolova’yı. Seda’nın olmayışı bizi bu durumlara itiyor maalesef..Sonuca bakarsak Fürst’ü ve Fofao’yu aradığımız net bir şekilde görünüyor.. Maç boyunca en dikkatimi çeken istatistiklere bakmadım ne blok tuttuk ne iyi servis attık ne de manşet alabildik. Büyük ihtimalle manşetlerde fena kötü bir haldeyizdir, manşette aksamamız topların savunmadan çıkmaması ve blok getirememiz Bown’ın da iyi oynadı olarak gösterdi elbette. Fürst olsaydı Mirka ve Neslihan’ı bir nebze olsun bu kadar etkili kullanamazdı Eczacıbaşı. O yüzden Eczacıbaşı’nın çok iyi oynadığını düşünmüyorum bu tamamen bizim oyuncuların kötü olmasından kaynaklanıyor. Yenilgi önemli değil yeterki eksiklerimizi görelim ligde 1. ve 2.sırada bitirmemiz pekte fazla bir şeyleri değiştirmez telafisi oldukça mümkün...Gelelim ekrana yansımayan karelere..

Çiğdem, Neslihan’a blok yapmaya çalışırken bir anda yerde kaldı ve ayağa kalkamadı. Acı çektiği ve ciddi bir durum olduğu her halinden belliydi. Hemen sahadaki ve kenardaki oyuncularımız ve sağlık ekipleri Çiğdem’in yanına gitti ve müdahale etti.. Songül’ün köşedeki yerine gelip yedeklerimize şişmiş ayağı kırık olabilir belki demesi bunu 1 metre önümüzde söylemesi bizimde moralimizi bozdu elbette. O sırada sedyeyle önümüzden geçen Kaptan’a alkışlarımızla biraz olsun moral vermeye çalıştık. Giderken ve ağlarken Büyük Kaptan’ın acıyor demesini hayatta unutamam..Kendisine geçmiş olsun ve acil şifalar dilerim…Bir an önce takıma dönmesini dilesem de sanırım sezonu kapattı..

Pozisyon sonra nerdeyse salonun yarısının Neslihan'a tepki göstermesi sonucu Neslihan'ın durduk yere ben ne yaptım ? Ben bişey yapmadım diye taraftarlarla münakaşaya girmesi Neslihan'ın antipatikliğine antipatiklik kattı sadece..

Diğer eleştirim pasörümüz Naz’a. Çok kötüydü dün akşam. Hele Eda’ya attığı bir pas vardı ki Eda’nın fileyi geçmesi için o topu biraz yukarı taşıp itmesi lazım o derece kötü pastı ve alçaktı..1-2 tane de Kasia ve Skowronska aynı benzer şekilde arkasına düşen paslarını gördük.. Bazı kısımlarda da Roberto pasör sorununu Zülfiye’yi oyuna alarak gidermeye çalıştı ama Zülfiye bu kadar ağır ve stresli bir yükün altında elbette ki o da bişey yapamadı ve pek bi işe yaramadı bu değişiklik..

Ligde 3 yabancı, Avrupa’da 5 yabancıyla oynamamıza rağmen antrenmanlarda bu kadrolara göre kadro kurup çalışılmıyor mu bilemiyorum sanki bu tarzda bir eksiklik varmış gibi geldi bana..Türkiye maçlarında sürekli sıkıntı yaşıyoruz.. Ayrıca Ergül’de de sezon başına göre bir düşüş var bu esnada İpek rotasyonda denebilirdi ama tercih edilmedi..

Başka başka...

• Köşede duran oyuncularımız aldığımız sayılardan sonra sevinmeleri, kenarda gelen oyuncuların maçı takip ederek fikir alış veriş yapması ve Yağmur’un tezahüratlara eşlik etmesi güzel bir ensantaneydi.

• Eda’nın ilk seti kaybetmemize rağmen 2. set başlamadan önce hadi hadi olsun olsun diyerek arkadaşlarına moral vermesi ve kendisine bu kadar güvenmesi de alkışlık hareketti.

• Ayrıca molalarda Sokolova’nın sürekli Kasia’ya iyi olup olmadığını sormasıda ekranlara yansımayan diğer bir kareydi..

• Seyircimizin Naz’ın kötü paslarından sonra tepki görmesi Naz’ıda zor durumda bıraktı ve Naz’ı sahada çaresiz of of derken içini çekerken görmek beni üzdü.

• Salonda yedek oyuncuların önünde oturmalarına rağmen aldırış ve yaşına uygun hareket etmeyen bazı seyircilerin kenarda aşırı tepki göstermesi hem o oyuncularımızı gereksiz strese sokmalarına hiç gerek yoktu diye düşünüyorum..

• Maçın başında güzel ve coşkulu bir tezahürat yapan taraftarımız Eczacıbaşı tüm set boyunca öndeyken ninni gibi gelen nerdeyse bizi uyutacak tam anlayamadığım bir tezahüratı maç boyunca yaptılar.. Oyuna ıslık ve bağırmak yerine bunu yaptılar. Sadece set sonlarında Eczacıbasi set sayısı atarken ıslık yapıp takımımızı motive etmeye çalışmaları da yakışmadı bence.

• Ama maç sonunda yenilgiden sonra anlamsız tepkiler yerine takımı bağrına basarak Armanın Gururu Sarı Melekler diye bağırmaları ve destek olmaları takdire şayen bir hareketti.

• Son olarak maç sonunda Skowronska benche gelerek oturdu nerdeyse düşüp bayılacaktı çok halsiz ve hasta olduğu her halinden belliydi. Bu yüzden oyuncularımızı sadece ekrana yansıyan karelerle eleştirmeden önce insan olduklarını unutmamız gerekiyor.

• Son olarak bu takımın Türkiye Ligi’nde en son 2008 yılında mağlubiyet aldığını hatırlatak yorumumuzu bitirelim..

Take One Mitutes To Share This Post


​​​​​​​​​​​​​​​​​​​

0 Yorum:

Yorum Gönder